Uyarı.!!
- Dikkat! Türkiyenin en Büyük Türkçe Ogrish Gore Sitesine Girdiniz.
- Giriş Yaptığınız Site +18 Olup Korkutucu,Ürkütücü İçerik Bulundurmaktadır.
-18 yaş altındakiler siteye giremezler.Sizlere diğer sitelerde gezinmenizi öneririm.
- Eğer 18 altıysan derhal bu siteyi terketmelisin..İçerik çeşitli problemlere ve psikolojik sorunlara neden olabilir.
- Kimi içerik sizi şiddete sürükleyebilir..Bu nedenle doğacak problemlerden kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
- Tüm dünyadaki gerçek,garip,dehşet ve korku içerikli görüntü ve resimler site içerisinde ve sansürsüz yayınlanmaktadır.
15 Aralık 2008 Pazartesi
Edward Gein (Ed Gein)
Edward Gein (Ed Gein)
Posted by zeminkat in Seri Katiller on 11 25th, 2008 | no responses
“Bana doğru gelen güzel bir kız görünce iki şey düşünürüm.
Bir yanım onunla çıkmak ona gerçekten iyi hoş davranmak gerektiği gibi davranmak ister.
Öteki yanım mızrağın ucuna geçirilmiş kafasının nasıl görüneceğini.”
Bir seri katil, belirli bir süre içinde en az 3 kişiyi öldüren biri olarak tanımlanıyorsa, bu durumda — tanıma tam bağlı kalacak olursak – Edward Gein bir seri katil değildir; çünkü görünüşe göre yalnızca iki kadını öldürmüştür. Ancak işlediği suçlar o kadar sıra dışı ve tüyler ürperticiydi ki Amerika’yı neredeyse kırk yıldır etkisi altında tutmuştur.
Gein, sürekli olarak kendi cinsiyetinin günah dolu doğasını anlatıp duran, aşırı mutaassıp, hükmedici bir anne tarafından yetiştirilmişti. 1945’te öldüğü zamanı Ed tüm hayatını korkunç bir baskıyla yönlendiren bu kadının hala duygusal olarak esiri olan 39 yaşında bir bekardı. Annesinin odasının pencerelerine tahtalar çakan Gein, orayı sanki mabetmiş gibi muhafız etti. Ancak evin geri kalan bölümler kısa zamanda çılgın bir adamın sapkınlıklarla dolu mezbahasına dönüştü.
Gein, komşular için birkaç ufak iş yaparak geçimini sağlamadığı zamanlardaki yalnız saatlerini dergilerdeki cinsiyet değiştirme ameliyatları, güney denizlerindeki kafa avcıları ve Nazi zulmünü anlatan yazıları okuyarak geçiriyordu. Onun kendi canavarlığı annesinin ölümünden birkaç yıl sonra başladı. Ümitsiz yalnızlığının ve ilerleyen psikozunun onu itmesiyle etrafındaki mezarlıklara giderek, oradan arta yaşlı kadınların cesetlerini çıkarıp uzaktaki çiftlik evine başladı. 1954’te Mary Hogan adında yerel bir bar sahibini vurup kadının 90 kiloluk vücudunu eve taşıyarak ölü sevicilik faaliyetlerini cinayetle tamamladı. 3 yıl sonra, 1957 yılı av mevsiminin başladığı ilk gün köydeki nalbur dükkanının sahibi olan 58 yaşındaki bir kadını öldürdü.
Şüpheler hemen son birkaç gündür dükkanın çevresinde dolanan Gein’in üzerinde yoğunlaştı. Mutfağına girdikleri zaman, polisler kurbanın başı kesilmiş, içi boşaltılmış bedenini aynı bir av hayvanı gibi çatı kirişine baş aşağı asılmış şekilde buldular. Evin içine giren dedektifler kelimelerle anlatılamayacak korkunçlukta eşyalar buldular. İnsan derisi ile kaplanmış sandalyeler, kafataslarından yapılmış çorba kaseleri, kadın cinsel organlarıyla dolu bir ayakkabı kutusu, içi gazete kağıtlarıyla doldurulmuş ve duvara av hayvanlarının başları gibi asılmış insan yüzleri ve bir kadının vücudunun üst kısmından yapılmış, göğüsleri olan bir yelek. Gein daha sonra bu yeleği ve insan derisinden yapılmış giysileri giyerek kendini annesi yerine koyduğunu itiraf etmiştir.
Bu tüyler ürpertici keşif Eisenhower dönemi Amerika’sında şok dalgaları yarattı. Wisconsin de Gein hemen yerel kültürün bir parçası haline geldi. Tutuklanmasından birkaç hafta sonra “Gein fıkraları” diye adlandırılan ölümle ilgili şakalar eyalet çapında moda oldu. Aralık 1957 de hem Life hem de Time dergileri onun “dehşet evi” hakkında makaleler yayınlayınca tüm ülke Gein hakkında her şeyi öğrenmiş oldu.
Bir akıl hastanesinde 10 yıl yatmasının ardından Gein in duruşmaya çıkabileceğine karar verildi. Suçlu bulundu, ancak akli yetersizliğine kanaat getirildiğinden hayatının geri kalanını geçirmek üzere tekrar akıl hastanesine yatırıldı ve 1984’te kanserden öldü.
Evinde bulunan insan parçalarını mezarlıktan çaldığını söylemiştir ve açılan mezarlarda gerçekten de Ed Gein’in evinde bulunan parçaların eksik olduğu fark edilmiştir, abisi Henry Gein’i de öldürdüğü iddia edilir. Teoriye göre annesiyle olan sağlıksız ilişkisi yüzünden endişe duyan Henry, Ed’e annesini kötülemiştir. Annesinin kötülenmesini kabul edemeyen Ed, çiftliklerinin yakınındaki bir yangını söndürmeye çalışırken abisini başına sert bir şeyle vurarak öldürmüştür. Ed’in iddiasına göre yangını söndürmeye çalışırken ayrılmışlar, ama sonra abisinden haber alamamıştır. Abisini aramaya gelen polislerle dolaşırken Ed, doğrudan abisinin olduğu yere gitmiştir. Abisi yanmamıştır, hatta yangından bir kaç metre uzakta, kafasında çürüklerle yatmaktadır. Ama bu elbette kanıtlanamamıştır.
Annesi hakkında bilinenler zaten alkolik ve zayıf olan kocasını ve çocuklarını kolayca etki altına alan, din saplantısı olan bir kadın olduğudur, ailesini finansal olarak destekleyen kadın, onları şehrin günah dolu yaşamından uzaklaştırmak amacıyla bir çiftlik evi almış ve burada çocuklarını diğer insanlardan uzak tutarak büyütmüştür
Ed hapisteyken evi yakılmıştır, arabası açık artırmada 780 dolara satılmış ve fuarlarda halka ücret karşılığı gösterilmiştir.
Kurbanlarının derilerini üzerine giyip ay ışığında dans ettiğinden söz edilir.
Ed Gein için açılmış bir çok Fun Club bulunmaktadır.
Kadınların kendisine ateşli aşk mektupları yazması, sosyolojik araştırmalara neden olmuştur.
HAKKINDA KİTAP:
Deviant, 1989, Herald Schechter
HAKKINDA FİLM:
Ed Gein’in insanın midesini kaldıran suçları, geçtiğimiz 30 yılda çevrilen en korkunç 3 film için esin kaynağı olmuştur. “Sapık”, “The Texas Chainsaw Massacre” ve “Kuzuların Sessizliği”.
Sapık’ın yazarı Robert Bloch, kitabının Gein’in suçlarının romanlaştırılmasından ibaret olmadığında ısrar etmişse de, ölümsüz karakteri Norman Bates açıkça Gein’den esinlenilerek yaratılmıştır (Aslına bakılırsa Bloch’un romanında Norman’ın kendisi, işlediği suçlarla Gein’in işledikleri arasında paralellik işaret eder).
The Texas Chainsaw Massacre’ın yönetmeni Tobe Hooper orta batıda yaşayan akrabalarından Gein hakkında hikayeler dinlemiş ve bunlardan etkilenerek büyümüştür. Ancak yarattığı kanın gövdeyi götürdüğü sinema klasiğinde, Gein’den esinlenilen karakter nazik tavırlı, çift karakterli bir kişi değil, Deri Surat adında kurutulmuş insan derisinden yapılmış bir maske takan hayvani bir yaratıktır.
Thomas Haris, kurbanlarının derilerinden bir elbise dikmeye çalışan bir transseksüel olan hayali seri katili Jame Gumb’ı (namı diğer “Bufalo Bill”) yaratmadan önce FBI’ın Gein hakkındaki dosyalarını araştırmıştır. Jonathan Deme’in Oscar kazanan filminde Gumb’ın, Gein’in evinden esinlenilen evinin tuhaf görünüşü Harold Schechter’in Deviant: The Shocking True Story of the Original “Psycho” adlı kitabına dayanılarak yaratılmıştır.
Sapık, The Texas Chainsaw Massacre ve Kuzuların Sessizliği’nde Gein hikayesinden bağımsız birçok nokta vardır. Gerçek olaylara en yakın film, 1974’te yapılan düşük bütçeli “Deranged” filmidir ve korku filmi meraklıları arasında bir kült olmuştur. Deranged’in bazı video kopyalarının başında Gein’in evindeki insan etinden yapılma korkunç eşyaların bilinen tek görüntü kaydını içeren İyi ve Sessiz Bir Adam isimli Gein hakkında kısa bir belgesel vardır.
Ülkemizde “Kasabada Katliam”ı ve “Teksas Katliyamı” adlarıyla gösterilmiştir.
In the Light of the Moon (2000)
Yönetmen : Chuck Parello
Oyuncu : Steve Railsback, Carrie Snodgress, Carol Mansell, Sally Champlin, Steve Blackwood, Nancy Linehan Charles, Bill Cross, Travis McKenna, Jan Hoag, Brian Evers, Pat Skipper, Craig Zimmerman, Nicholas Stojanovich, Dylan Kasch, Tish Hicks…
Konu: ABD, 50lerin sonu. Wisconsin’in, hareketsiz, küçük bir kasabası. Ed Gein, yaşamındaki tek dostunu, otoriter annesini kaybettiğinde, kasabada da hareketlenme başlar. Annesi tarafından sıkı bir disiplinle arada sırada kemer darbelerine de maruz kalıp “iyi bir Hıristiyan” olarak yetiştirilen Ed’in yaşamı, annesinin ölümünden sonra asla aynı olmayacaktır.
Posted by zeminkat in Seri Katiller on 11 25th, 2008 | no responses
“Bana doğru gelen güzel bir kız görünce iki şey düşünürüm.
Bir yanım onunla çıkmak ona gerçekten iyi hoş davranmak gerektiği gibi davranmak ister.
Öteki yanım mızrağın ucuna geçirilmiş kafasının nasıl görüneceğini.”
Bir seri katil, belirli bir süre içinde en az 3 kişiyi öldüren biri olarak tanımlanıyorsa, bu durumda — tanıma tam bağlı kalacak olursak – Edward Gein bir seri katil değildir; çünkü görünüşe göre yalnızca iki kadını öldürmüştür. Ancak işlediği suçlar o kadar sıra dışı ve tüyler ürperticiydi ki Amerika’yı neredeyse kırk yıldır etkisi altında tutmuştur.
Gein, sürekli olarak kendi cinsiyetinin günah dolu doğasını anlatıp duran, aşırı mutaassıp, hükmedici bir anne tarafından yetiştirilmişti. 1945’te öldüğü zamanı Ed tüm hayatını korkunç bir baskıyla yönlendiren bu kadının hala duygusal olarak esiri olan 39 yaşında bir bekardı. Annesinin odasının pencerelerine tahtalar çakan Gein, orayı sanki mabetmiş gibi muhafız etti. Ancak evin geri kalan bölümler kısa zamanda çılgın bir adamın sapkınlıklarla dolu mezbahasına dönüştü.
Gein, komşular için birkaç ufak iş yaparak geçimini sağlamadığı zamanlardaki yalnız saatlerini dergilerdeki cinsiyet değiştirme ameliyatları, güney denizlerindeki kafa avcıları ve Nazi zulmünü anlatan yazıları okuyarak geçiriyordu. Onun kendi canavarlığı annesinin ölümünden birkaç yıl sonra başladı. Ümitsiz yalnızlığının ve ilerleyen psikozunun onu itmesiyle etrafındaki mezarlıklara giderek, oradan arta yaşlı kadınların cesetlerini çıkarıp uzaktaki çiftlik evine başladı. 1954’te Mary Hogan adında yerel bir bar sahibini vurup kadının 90 kiloluk vücudunu eve taşıyarak ölü sevicilik faaliyetlerini cinayetle tamamladı. 3 yıl sonra, 1957 yılı av mevsiminin başladığı ilk gün köydeki nalbur dükkanının sahibi olan 58 yaşındaki bir kadını öldürdü.
Şüpheler hemen son birkaç gündür dükkanın çevresinde dolanan Gein’in üzerinde yoğunlaştı. Mutfağına girdikleri zaman, polisler kurbanın başı kesilmiş, içi boşaltılmış bedenini aynı bir av hayvanı gibi çatı kirişine baş aşağı asılmış şekilde buldular. Evin içine giren dedektifler kelimelerle anlatılamayacak korkunçlukta eşyalar buldular. İnsan derisi ile kaplanmış sandalyeler, kafataslarından yapılmış çorba kaseleri, kadın cinsel organlarıyla dolu bir ayakkabı kutusu, içi gazete kağıtlarıyla doldurulmuş ve duvara av hayvanlarının başları gibi asılmış insan yüzleri ve bir kadının vücudunun üst kısmından yapılmış, göğüsleri olan bir yelek. Gein daha sonra bu yeleği ve insan derisinden yapılmış giysileri giyerek kendini annesi yerine koyduğunu itiraf etmiştir.
Bu tüyler ürpertici keşif Eisenhower dönemi Amerika’sında şok dalgaları yarattı. Wisconsin de Gein hemen yerel kültürün bir parçası haline geldi. Tutuklanmasından birkaç hafta sonra “Gein fıkraları” diye adlandırılan ölümle ilgili şakalar eyalet çapında moda oldu. Aralık 1957 de hem Life hem de Time dergileri onun “dehşet evi” hakkında makaleler yayınlayınca tüm ülke Gein hakkında her şeyi öğrenmiş oldu.
Bir akıl hastanesinde 10 yıl yatmasının ardından Gein in duruşmaya çıkabileceğine karar verildi. Suçlu bulundu, ancak akli yetersizliğine kanaat getirildiğinden hayatının geri kalanını geçirmek üzere tekrar akıl hastanesine yatırıldı ve 1984’te kanserden öldü.
Evinde bulunan insan parçalarını mezarlıktan çaldığını söylemiştir ve açılan mezarlarda gerçekten de Ed Gein’in evinde bulunan parçaların eksik olduğu fark edilmiştir, abisi Henry Gein’i de öldürdüğü iddia edilir. Teoriye göre annesiyle olan sağlıksız ilişkisi yüzünden endişe duyan Henry, Ed’e annesini kötülemiştir. Annesinin kötülenmesini kabul edemeyen Ed, çiftliklerinin yakınındaki bir yangını söndürmeye çalışırken abisini başına sert bir şeyle vurarak öldürmüştür. Ed’in iddiasına göre yangını söndürmeye çalışırken ayrılmışlar, ama sonra abisinden haber alamamıştır. Abisini aramaya gelen polislerle dolaşırken Ed, doğrudan abisinin olduğu yere gitmiştir. Abisi yanmamıştır, hatta yangından bir kaç metre uzakta, kafasında çürüklerle yatmaktadır. Ama bu elbette kanıtlanamamıştır.
Annesi hakkında bilinenler zaten alkolik ve zayıf olan kocasını ve çocuklarını kolayca etki altına alan, din saplantısı olan bir kadın olduğudur, ailesini finansal olarak destekleyen kadın, onları şehrin günah dolu yaşamından uzaklaştırmak amacıyla bir çiftlik evi almış ve burada çocuklarını diğer insanlardan uzak tutarak büyütmüştür
Ed hapisteyken evi yakılmıştır, arabası açık artırmada 780 dolara satılmış ve fuarlarda halka ücret karşılığı gösterilmiştir.
Kurbanlarının derilerini üzerine giyip ay ışığında dans ettiğinden söz edilir.
Ed Gein için açılmış bir çok Fun Club bulunmaktadır.
Kadınların kendisine ateşli aşk mektupları yazması, sosyolojik araştırmalara neden olmuştur.
HAKKINDA KİTAP:
Deviant, 1989, Herald Schechter
HAKKINDA FİLM:
Ed Gein’in insanın midesini kaldıran suçları, geçtiğimiz 30 yılda çevrilen en korkunç 3 film için esin kaynağı olmuştur. “Sapık”, “The Texas Chainsaw Massacre” ve “Kuzuların Sessizliği”.
Sapık’ın yazarı Robert Bloch, kitabının Gein’in suçlarının romanlaştırılmasından ibaret olmadığında ısrar etmişse de, ölümsüz karakteri Norman Bates açıkça Gein’den esinlenilerek yaratılmıştır (Aslına bakılırsa Bloch’un romanında Norman’ın kendisi, işlediği suçlarla Gein’in işledikleri arasında paralellik işaret eder).
The Texas Chainsaw Massacre’ın yönetmeni Tobe Hooper orta batıda yaşayan akrabalarından Gein hakkında hikayeler dinlemiş ve bunlardan etkilenerek büyümüştür. Ancak yarattığı kanın gövdeyi götürdüğü sinema klasiğinde, Gein’den esinlenilen karakter nazik tavırlı, çift karakterli bir kişi değil, Deri Surat adında kurutulmuş insan derisinden yapılmış bir maske takan hayvani bir yaratıktır.
Thomas Haris, kurbanlarının derilerinden bir elbise dikmeye çalışan bir transseksüel olan hayali seri katili Jame Gumb’ı (namı diğer “Bufalo Bill”) yaratmadan önce FBI’ın Gein hakkındaki dosyalarını araştırmıştır. Jonathan Deme’in Oscar kazanan filminde Gumb’ın, Gein’in evinden esinlenilen evinin tuhaf görünüşü Harold Schechter’in Deviant: The Shocking True Story of the Original “Psycho” adlı kitabına dayanılarak yaratılmıştır.
Sapık, The Texas Chainsaw Massacre ve Kuzuların Sessizliği’nde Gein hikayesinden bağımsız birçok nokta vardır. Gerçek olaylara en yakın film, 1974’te yapılan düşük bütçeli “Deranged” filmidir ve korku filmi meraklıları arasında bir kült olmuştur. Deranged’in bazı video kopyalarının başında Gein’in evindeki insan etinden yapılma korkunç eşyaların bilinen tek görüntü kaydını içeren İyi ve Sessiz Bir Adam isimli Gein hakkında kısa bir belgesel vardır.
Ülkemizde “Kasabada Katliam”ı ve “Teksas Katliyamı” adlarıyla gösterilmiştir.
In the Light of the Moon (2000)
Yönetmen : Chuck Parello
Oyuncu : Steve Railsback, Carrie Snodgress, Carol Mansell, Sally Champlin, Steve Blackwood, Nancy Linehan Charles, Bill Cross, Travis McKenna, Jan Hoag, Brian Evers, Pat Skipper, Craig Zimmerman, Nicholas Stojanovich, Dylan Kasch, Tish Hicks…
Konu: ABD, 50lerin sonu. Wisconsin’in, hareketsiz, küçük bir kasabası. Ed Gein, yaşamındaki tek dostunu, otoriter annesini kaybettiğinde, kasabada da hareketlenme başlar. Annesi tarafından sıkı bir disiplinle arada sırada kemer darbelerine de maruz kalıp “iyi bir Hıristiyan” olarak yetiştirilen Ed’in yaşamı, annesinin ölümünden sonra asla aynı olmayacaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kaza Vİdeoları
Karışık Videolar
Seri Katiller
SERİ KATİLLER |
Allah beni çagiriyor. Hakkimi almak için ben Allah’in yanina gidip gelecegim.
Ali Kaya |
|
Yasli insanlari öldürüyorsam da bunlar zaten zamanlarini doldurmuslar. |
|
İnsanları öldürmeyi seviyorum, çünkü çok eğlenceli . |
|
Biz seri Katiller, oğullarınızız, kocalarınızız, biz her yerdeyiz. |
|
John A Muhammad ve John Lee Malvo adli iki kisi oldugu düsünülen seri katiller. Sniper |
|
Vampire Of Sacramento 6 kişinin canını almış bir seri katildir. Richard Trenton Chase |
|
Night Stalker (GECE AVCISI) Sizi ahmaklar beni hasta ediyorsunuz. Intikamim alinacak. Richard Ramirez |
|
Almanya’nin Cologne sehrinde 26 Mayis 1883’te dogmustur. Berbat bir aile yapisi içinde büyüdü. Peter Kürten |
|
1970’li yıllarda Kolombiya, Peru ve Ekvator’da 300 kişiyi öldürdüğü belgelenmişti. Pedro Lopez Monsalve |
|
Ikinci karisindan bosandiktan sonra evine davet ettigi oglanlara tecavüz edip öldürmeye basladi. John Wayne Gacy |
|
“Onlari yedigimde içimde tekrar dirileceklerini umut ediyordum” Jeffrey Lionel Dahmer |
|
“Birini öldürmek, sokağa çıkmak gibi bir şeydir. Eğer bir kurban istiyorsam, sokağa çıkar ve bir tane bulurum.” Henry Lee Lucas |
|
Muazzam bale fantezisi Kirmizi pabuçlar ile taninan Britanyali film yönetmeni . Harvey Murray Glatman |
|
Bütün şüphelerin ötesindeki katil İngiliz Doktor Harold Shipman’ın 27 yıllık meslek hayatında 250 kişiyi öldürdüğü raporla belgelendi. Harold Shipman | |
HANNOVER VAMPIRI (1879-1925) Yirminci yüzyilin en kötü söhretli sehvet katili . Fritz Haarmann |
|
Kan Emici Kontes 1560-1614 yillari arasinda yasamis olan Macar kontesi. Elizabeth Bathory |
|
The Co-Ed Killer “Yalnizca büyükannemi öldürmenin nasil bir his oldugunu merak ettim” Edmund Kemper |
|
“Bana haksızlık edenleri affediyorum” Namı diğer Goril Katil, Amerikan suç kayıtlarında tarihi bir yeri vardır. Earl Leonard Nelson |
|
Dünyaya gözlerimi açtığım yatağın yanında şeytan benim arkadaşım olarak beklemekteydi ve o günden beri benimle beraber. Dr. Henry Howard Holmes | |
“Ölümlere sebep olan rüyalar üretiyordum. Benim suçum buydu“ Dennis Nilsen |
|
“Onlari incitmek istemedim. Onlari sadece öldürmek istedim” David Berkowitz |
|
Kiz arkadasi Caril Fugate ile birlikte 50’lerin sonunda bir düzine insani öldürmüstür. Charles Starkweather ve Caril Fugate |
|
“Bana tepeden bakarsaniz, bir aptal görürsünüz. Bana asagidan bakarsaniz, tanrinizi görürsünüz. Bana tam karsimdan bakarsaniz, kendinizi görürsünüz” Charles Manson ve Ailesi |
|
Yosemita Katili olarak bilinir. Yosemite’da bulunan Naturist Ulusal Parkta ve yakinlarinda toplam 4 kadini öldürmüstür. Cary Stayner |
|
“Bana doğru gelen güzel bir kız görünce iki şey düşünürüm. Bir yanım onunla çıkmak ona gerçekten iyi hoş davranmak gerektiği gibi davranmak ister. Öteki yanım mızrağın ucuna geçirilmiş kafasının nasıl görüneceğini.” Edward Gein (Ed Gein) | |
“Keske tüm insanligin tek bir boynu olsaydi ve o da benim elimde olsaydi” Carl Panzram |
|
Tam 931 kişiyi beyaz ve sarı renkli bir kumaş parçasıyla boğarak öldürmüştür. Berham |
|
“İnsanlar beni tanımıyor. Tanıdıklarını sanıyorlar ama, tanımıyorlar” Andrew Phillip Cunanan |
|
“Yaptıklarımı cinsel bir tatmin için değil, daha çok huzur bulabilmek için yaptım” Andrei Romanovich Chikatilo |
|
Boston Strangler-Boston Kasabı-Boğucu 1931 -1973 “Ben mi? Ben kadınlara zarar vermem. Ben kadınları severim.” Albert Desalvo |
|
Hitchhiker Serial Killer (Otostopçu Seri Katil) Ben masumum. Umarım size de tecavüz ederler bok çuvalları. Aileen Wuornos |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder